44 yaşındaki Yakup Efe, çocukken maddi imkansızlardan dolayı oyuncaklarını kendi el becerisiyle yaptığını belirterek, 7 yıl önce de kendisinde böyle bir hobinin oluştuğunu söyledi.
Doğa gezilerinde ağaç dalları ve su kenarlarından çakıl taşı topladığını anlatan Efe, ilk olarak işinden arta kalan vakitlerde evinin bir odasında masa saati, tespih dolabı, aynalık ve sehpalar yaptığını dile getirdi.
Çakıl taşlarıyla köy yaşamını anlatan evler yapmaya başladığını belirten Efe, şöyle konuştu:
“Dere kenarında otururken çakıl taşları gözüme çarptı. ‘Bunlardan neler yapabilirim?’ dedim. Aklıma duvar saati geldi. Küçük çakıl taşlarından duvar saati yapmaya başladım. Ondan sonra masa saatleri yaptım.
Minyatür olarak saçtan soba, ahşaptan halı tezgahı yapmaya başladım. Köy hayatını gözünüzde canlandırdığınız da evimizde olan şeylerin minyatürünü yapmaya çalıştım. Şu an apartmanda oturuyoruz ve teknolojik imkanlarım da sınırlı.”
Efe, geç saatlere kadar bir eser ortaya çıkarmak için çalıştığını, işi bitirmeden gözüne uyku girmediğini ifade etti.
“Yayladaki evimizi hayal ettim”
Son olarak çakıl taşlarından Anadolu hayatını yansıtan maket ev yaptığını belirten Efe, şunları kaydetti:
“Dedem hayvancılıkla uğraşırdı ve yayladaki evimiz de taştandı. Oradan bir anımsama geldi. Yayladaki evimizi hayal ettim. Birebir burayı yapmaya çalıştım. Çok güzel ve doğal oldu. Yaşamış olduğum hayatı, Anadolu insanın bir gününü veya ömrünün nasıl geçtiğini yansıtan figürler yapıyorum. Oturma odasında sergilediğim köy yaşamını anlatan minyatür, misafirlerden de olumlu tepkiler alıyor. Eşim de beni motive ediyor ve ürünleri yaparken destek oluyor.”
Her insanın bir hobisinin olması gerektiğini dile getiren Efe, bu tür uğraşların hayatlarına da olumlu yansıdığını söyledi.
Efe, ilerleyen zamanlarda sergi açarak, eserlerini vatandaşların beğenisine sunmak istediğini sözlerine ekledi. (AA)